27 Eylül 2013 Cuma

Çocukluğumu özledim şimdiki çocuklar adına…

Çocukluğumu özledim şimdiki çocuklar adına…

Bir elinde ipad bir elinde iphone karşısında laptop olan çocukları gördükçe kendi çocukluğumun değerini çok daha iyi anlıyorum… çocukluğumdan daima mutlu oldum ve hala da iyi ki o zamanda çocuk oldum diyorum…

Ne ipad ne iphone vardı… koca ekranların koca kasaların olduğu bilgisayarlar çok lükstü… bilgisayarı olan okullar teknolojik okuldu… evlerse zengin eviJ

Sokakta geçti çocukluğum… tek ihtiyacımız taş, ip ya da hiç bir şeydi arkadaşın olduktan sonra… oyuna başlamadan önce herkes toplanır “ne oynayalım” sorusuna fikirlerini söylerdi… Şimdilerin beyin fırtınası dediği olayı biz çocukken yapardık adını bilmeden…oyuna karar verilirdi… Sonra da elde ne var ne yok kontrol edilirdi… Bir nevi stok kontrol(birazcık mühendis tabiri ileJ).  Sonra da ihtiyaçlar belirlenir…görev paylaşımı yapılır ve oyun için her şey hazırlanırdı… ve karanlık basıp, akşamı ezanı okunup, evlerin ışıkları yanıp anneler bir bir mahallenin çocuklarının isimlerini anons edene kadar sürerdi oyun… sonra da herkes mutlu, dolu dolu ve toztoprak içinde evlere giderdi… yarın aynı saatte aynı yerde buluşmak üzere…

Benim çocukluğumda biz oyunlarımızı kendimiz yaratırdık… şimdiki çocuklar gibi dikdörtgen kutulardaki oyunlara mahkum değildik…
Benim çocukluğumda zamanı, mutluluğu, sevgiyi paylaşırdık… en önemlisi paylaşmayı öğrendirdik…
Şimdiki çocuklar gibi bencilliği, yalnızlığı, sanallığı bilmezdik…

Çocukluğum…
Ve
Şimdiki çocukluklar…

Söylenecek çok şey var…
Ama o kadar çok şey söylemek neye yarar…


17 Eylül 2013 Salı

Biliyorum... Bilmiyorum...

Hayat bilip de bilmiyorum diyebilmek çoğu zaman…
Yıldızların ışık yılı uzakta olduğunu bilip de aslında elimizi uzattığımızda yakalayacakmışcasına dilek dileyebilmek…
Ölümün hayattaki tek gerçek olduğunu bilip de hiçbir zaman bizim kapımızı çalmayacakmışcasına inadına yaşayabilmek…
Dost dediğin insanın seni günlerce aramasa bile onun hep yüreğinde olduğunu bilmek…
Sabah sevmediğin bir insana sadece insan olduğu için “günaydın” diyebilmek…
Büyüdükçe insanların yüreğindeki saflığın azaldığını bilip de yine de çocuk masumluğunu o yüreklerde arayabilmek…
İstiklal Caddesi’nde bir cumartesi akşamı bilerce insanın içinde yürürken yalnızlığı hissetmek…
Bir pazar sabahı kulağında müziğinle sahilde tek başına yürürken herkesin senin yanında olduğunu hissetmek…
Bir anı yaşabilmek için bir ömrü feda edebileceğini bilirken bir ömre binlerce anı sığdırmak…
Bembeyaz dünyada tozpembe hayaller kurup, bu hayalleri grileşen dünyada gerçekleştirebilmek…
Herşeyin ötesinde biliyorum dediklerine bilmiyorum diyebilecek cesareti bulabilmek…




Fatma PAŞA

24 Nisan 2013 Çarşamba

Yerdeki Yıldızlar


Aamir Khan'ın yönetmenliğini yaptığı Yerdeki Yıldızlar Disleksi (Harfleri sayıları algılama problemi) olan bir çocuğun yaşantısı anlatılmaktadır. Ishaan'ın kafasında sadece hayal ettiği kendi dünyası vardır.Çevresi tarafından anlaşılamayan Ishaan'ın hayatı,  ailesi tarafından yatılı okula gönderilmesiyle değişmeye başlar...



İzlenmesi ve Çevremizdekilere Tavsiye Edilmesi Gereken Muhteşem Bir Bollywood Filmi;

3 Mart 2013 Pazar

Haydi Bursa Kitap Fuarına...

Fuar zamanı geldi çattı yine...Kitap kokuları gelmeye başladı bile... 


Bursa 11.Kitap Fuarı Bursalı kitapseverleri bekliyor ve Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi'nde 9 Mart'ta kapılarını açıyor.

270 yayınevi ve sivil kuruluşun katılacağı fuarda, 500 yazar imza günleri, panelle, söyleşilerle okurlarıyla buluşacak.

İşte fuarın konuklarından bazıları:
*Gülten Dayıoğlu
*İlber Ortaylı
 *Üstün Dökmen
*Ayşe Kulin
*Can Dündar
*Ece Temelkuran
*Yekta Kopan
*İpek Ongun
*Enver Aysever
*Canan Tan
*Ahmet Ümit
*Cemil Kavukçu

Bursa Kitap Fuarı ziyaret saatleri:
9-16 Mart 2013 Açılış:10:00 Kapanış: 19:30
17 Mart 2013 Açılış: 10:00 Kapanış: 19:00

Not: Fuara giriş ücretsizdir...













5 Ocak 2013 Cumartesi

Bin Muhteşem Güneş

Nereye giderseniz gidin, ülkeniz peşinizden gelir. Artık siz orada yaşamasanız da o içinizde yaşar. Afganistan’ın Khaled Hosseini’de yaşadığı gibi…
Bin Muhteşem Güneş, ilk romanı Uçurtma Avcısı’yla tüm dünyada inanılmaz bir başarı yakalayan Hosseini’nin ikinci romanı. Yazar bu romanında da yine doğduğu toprakları anlatıyor. Bu kez iki kadının kesişen yaşamları ve dostlukları üzerinden…

Küçük yaşta evlendirilen kızlar, çocuğu olmayan kadınlar, babaya ya da çocukluk arkadaşına duyulan, geçmişe gömülmüş aşklar…

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...